16 Mayıs 2010 Pazar

yeter(siz)lik süreci

Bir adet genel konular sınavı, (en fazla) jüri üyesi sayısı kadar özel konular sınavı ve bir adet ömre bedel sözlü sınavdan ve öncesinde, sırasında ve arada yaşadıklarınızdan oluşur. Genel konular sınavı, kariyerini akademik camiada kurmaya başlamamış herkes için üniversite kelimesinin karşılığı olan lisans dönemine ait konuların sınavıdır. Binbir ruh haline girerek çalışılır bu sınava, beyindeki düşünceler bir sarkaç gibi ordan oraya savrulur. "Kolay canım, nasılsa aldık bu dersleri zamanında, yaparız"dan, "Çok konu var, hayatta yetişmeyecek, bittim ben" e sıçrar, arada "Zamanında neden anlamamışım bunları, meğer ne basitmiş"le "Benim bunları zaten biliyor olmam gerekmiyor muydu yaa, neden anlamıyorum?" arasında zikzak çizersiniz. En son üniversite sınavı öncesinde yaşanılana benzer, rahatlıkla stres arası garip bi duyguyla bu sınava girilir, bir şekilde yapılır geçer.


Şans eseri idari göreve sahip bir tez hocasına sahipse doktora yeterlisi adayı, hocanın sıkışık ajandasına en uygun sözlü sınav tarihine karar verilir. Sözkonusu aday için bu tarih genel konular sınavından 10 gün sonrasıdır. Arada verilecek 4 tane özel konular sınavı hemen genel konular sınavı çıkışında taze taze doktora yeterlisi adayına verilir, ve jüri üyelerinin sözlü sınavdan önce sınavları değerlendirebilmeleri için 5 gün sonraya teslim etmesi istenir. Beyni süngere dönmüş doktora yeterlisi adayı o gün bir şey yapamadığı için elindeki her özel sınava bir gün kaldığını farkeder, sınavları bu takvimde yapacak bir ayarlama yapar, ya da yaptığını sanır. Zira bu 4 gün doktora yeterlisi adayı için 10 final haftası (ne yapması gerektiğini gayet bilip yapmamak için elinden gelebilecek en akla hayale gelmedik işlere girişme anlamında) gücündedir. Pazar gününe denk gelen 4. günün akşamında adayımız, çocukluğundan itibaren hayatını gözden geçirme işleminin bilmemkaçıncısını tamamladığında sınavların da kendisinin doğal sınırlarına ulaştığını farkeder ve içinden "benden bu kadar" der. Ertesi gün sınavları teslim ettiğinde "benden bu kadar" diyenin içinin tamamı olmadığını farkeder ve bu iç rahatsızlığı sözlü sınav gününe kadar mide bulantısı, tad alamama, ağız tadıyla acıkamama ve dolayısıyla bişey yiyememe şeklinde kendini gösterir.


Sonunda sözlü sınav günü gelir. Uzatmaya lüzum yok, sözlü sınavın özeti de şudur: Doktora yeterlisi adayı bildiği en basit şeyleri bile düzgün ifade edemeyip zırvalar, hiçbir soruya bir defada doğru cevap veremez, hocaların yönlendirmeleriyle de ancak 3-4 defada doğrusunu bulur; ancak jüri üyeleri boşuna o masanın diğer tarafında oturmamaktadırlar. Bu kadar zırvalama ve saçmalamanın arasında doktora yeterlisi adayının birşeyler bildiğini anlayacak donanıma ve tecrübeye sahiplerdir. Bunu da kapıda bir daha jüri üyeleriyle karşılaşmayacağı bir yere gidip yerleşme planları yapan doktora yeterlisi adayına beklediğinin çok uzağında bir sözlü sınav notu söylerek gösterirler. İdari göreve sahip meşgul tez hocası ortamdan koşarak uzaklaşır, doktora yeterlisi adayı da ayakları yere daha az basarak geçireceği birkaç güne başlar. Sonunda da düğümler çözülür.