Üşenmedim, blogumu baştan sona okudum. Güncelleme sıklığı arada soldan gelenlerin periyoduna denk olmakla beraber fena değil diye düşündüm. Beğendim, aferin devam et böyle dedim.
Blog dünyası garip bir dünya. Benim okuduklarım genelde gavurda alim olma hevesiyle bulunan hatun kişilerin kendini birşeye sarmasıyla oluşanlar, bir de beni mühendislik okuduğuma pişman edecek kadar cicili bicili yaratıcı işlerle uğraşanların bloglarıdır. Kimisini hırslı ve teşhirci bulurum, arka planda ben yapamadım da ondan mı böyle diyorum diye düşünürüm. Kimisini de alt komşum, oda arkadaşım, ahretliğim olsa da hep görüşsek, yerim ben onu diye okurum, onda da arka planda uzaktan olunca böyle seviyom ama yakına gelince kesin balkabağı hadisesi olur diye düşünüyorum. Anlamadıysanız söyleyim, karmaşık bir insanım.
Blog dünyasının bir cilvesi de memleketimdeki blogsever ve blogyazar hatunların bir şekilde biribirinden haberdar olması, herkesin birbirine blogunun adıyla hitap ettiği bir çeşit mini toplum örneği göstermesi. Bu işin ödülleri, törenleri, buluşmaları, piyasası bile oluşmuş durumda kimi bloglar etrafında.
Ben kendi blogumu daha çok kendimi eyleme amaçlı açmış olup sadece sevdiğim biriki insanı haberdar etmiştim. Daha ilk yazılarda koyduğum fotoğrafın nerde çekildiğini soran, blogumu hayırlayan, ne sıklıkta yazacağımı hevesle beklediğini söyleyen hiç tanımadığım bloggerlar o yüzden şaşırtmış, biraz da durumu idrak etmemi sağlamıştı. Kendini eylemek için seçtiğin ortam internetse, ben sadece içimi dökeceydim diyerek kendini bile kandırmak zor :) İnsan içini dökmek, ama içini dökmenin getireceği sosyal yükü de taşımamak istiyor. Benimki de bloglarda bu türe giriyor sanırsam.
Okuyanlara selam. Yorum bırakmak isterseniz de korkutmuş olmayım sizi, blogumun üstünde yeri var herkesin :)