28 Mart 2011 Pazartesi

teklifsizlik

Son 5-6 haftadır üstüme çöken heryerden bir evlenme teklifi hikayesi duyma lanetinin son halkası, internette (mahsuscuktan da olsa) evlenme teklifi yapan elemanın videosunun arka arkaya iki Stumble! tıklamasında (evet, o sandığınız video)(evet, arka arkaya) karşıma çıkması oldu. Ben ilk tıklamada zaten gene mi demiş, hayatın cilvesini takdir etmiş, seni gidi şakacı diye gülmüştüm. İkinciye ne gerek vardı? Artık korkmadan internette de mi gezemeyeceğiz?

Bak hayat, iki çift lafım var sana: Cilve yapıp şaşırtacağım, ders vereceğim derken iki kere düşün. Olan var olmayan var. Şartlar öyle getirip eli ayağı düzgün bir evlenme teklifi almadan kendini evlilik konuşmaları yaparken bulan var. Bunu içine sindirmesi, bununla yaşayıp mutlu olması gereken var. Bunu tartmayı sorgulamayı arkasında bırakıp hayatına devam etmesi gereken var. Bu konunun ağzının tadını kaçırmasından sıkılan var. Yazık değil mi, habire hatırlatıyorsun da kanırtıyosun, unutup geride bırakmaya izin vermiyorsun? Hayat beni neden yoruyorsun demez mi insan? Ayıp ayıp, hiç yakıştıramadım sana.

not: bu post 3. Stumble! tıklamasından önce yazılmıştır, hayatın en azından bu konuda daha ne getireceği bilinmemektedir. Malum hikayeler şimdilik bir eski lise, bir lisans sınıf arkadaşı, yurttan eski bir arkadaşın ofis arkadaşı, oturulan cafede yan masadaki çift, Modern Sabahlar'a konuk olan bir çift, izlediğim bir blogu aracı kullanmayı tercih etmiş biri (evet, onca blog içinde benim izlediğim blogu seçti) ve en son iki defa karşıma çıkan meşhur chatroulette romantiği olarak listemi oluşturmuş durumda. Yakında heykelciği kimin aldığını da açıklarım. Dağılın.